logo

28 Şubat mağduru hemşirelerine Rektör Yıldız’dan iadeyi itibar.

1995 yılı Hemşirelik Bölümü birincisi Zöhre Kınık, başörtülü oldukları için derslere alınmayan ve disiplin cezası sonucu okuldan atılan sınıf arkadaşları Hatice Topal ile Semanur Şahin, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız’ı ziyaret ettiler.

1995 yılı Hemşirelik Bölümü birincisi Zöhre Kınık, başörtülü oldukları için derslere alınmayan ve disiplin cezası sonucu okuldan atılan sınıf arkadaşları Hatice Topal ile Semanur Şahin, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız’ı ziyaret ettiler. Başörtülü oldukları için öğrencileri okullardan atıp laiklik adı altında yobaz, irticacı diyerek insanları dışlayan düşüncenin karşısında duran Rektör Yıldız’ın onur konuğu olarak davet edilen Zöhre Kınık, Hatice Topal ve Semanur Şahin Rektörlük girişinde çiçeklerle karşılandılar.  Sırf başörtüsü taktıkları için mezuniyet törenine alınmayan o yıllardaki zulmün sembolü olan, ikna odalarına kapatılan, sırf başlarını açsınlar, emre itaat etsinler diye psikolojik işkenceye tabi tutulan okul birincisi Zöhre Kınık ve arkadaşları o günleri tarihe kara bir leke geçtiğini belirttiler. Ziyarette o günleri anlatan, korku ve çekimserliği yüzüne yansıyan, başörtülü olduğu için okula dahi alınmayan Semanur Şahin; “Ziyarete geldiğimizde Üniversite nizamiyesinden içeri girerken korku dolu anlar yaşadım. Ben o dönemde psikolojik ve fiziksel darbelere maruz kaldım. Hamileydim ve çocuğumu düşürdüm, kaybettim. 14 yıl çocuk sahibi olmak için bekledim.” diyerek demokrasiden bahsedenlerin o zamanların hiçbir şekilde demokrasiden anlamadığını dile getirerek yaşadıkları o zor günlerin bir daha gelmemesi için hep dua ettiğini ifade etti. Dönemin okul birincisi Zöhre Kınık ise yaptığı açıklamada, “Hocalarımız ve müdürümüz mezuniyet törenine katılmamızı engellemeye çalıştılar. Bizim amacımız, başörtülü olarak yeminimizi ederek diplomamızı almak ve mezun olmaktı. Biz de 3 arkadaşla birlikte törene katılmaya karar verdik. 9 tane başörtülü arkadaştık, kala kala 3 kişi kaldık. Bizi törene dâhil etmediler. Yemin etmek bizim de hakkımızdır, diyerek törenin yapılacağı alana geldik. Haklardan eşit olarak yararlanmak istiyorduk. Yeminimizi eder, döneriz zannettik. Maalesef buna engel oldular. Birinci olan Behiye arkadaşımızın törene katılmayacağını söyleyerek uydurma bir haber yaydılar, böylece plaketi ikinciye vermeyi planladılar. Behiye arkadaşımız törene katılmak istiyordu. Tören alanına girdik, Behiye arkadaşımız mikrofonu eline aldı. Fakat idare başörtüsünü çıkarıp törene katılmasını istediğini söyleyince sınıftakilerden bir tanesi tarafından ağzı kapatılarak, ‘Senin konuşmaya hakkın yok’ denilerek konuşmasına engel olundu.” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız’ın kendilerini çiçeklerle karşılatmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Kınık, “Bu gerçekten devrim oldu. Müslüman bir ülkede başörtülü olarak okumak normal bir şey ama yine de bu bir devrimdi. Rektörümüz bizleri çiçeklerle karşıladı. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Bu sayede o günleri biz bir nebze olsun geçmişte bırakabildik. Benim için geçmişe dönmek çok acıydı ama bunları unuttuk. Artık güzel şeyler hatırlayacağız.” dedi.  “Yiğit Düştüğü Yerden Kalkar” Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız ise yaptığı konuşmasında  “O yıllarda eğitim hakkı engellenen, mezuniyet töreninde konuşmalarına müsaade edilmeyen arkadaşlarımızla olmak bizim için onur ve gurur vericidir. Onları tekrar aramızda görmekten mutluyuz. Ben onları dönem sonunda gerçekleştirilecek mezuniyet törenine davet ediyorum. Onlar onur konuğumuz olacaklar ve engellenen konuşmalarını gerçekleştirecekler. Çünkü yiğit düştüğü yerden kalkar. Bu, tamamen acılarını dindirmez, yaşananları değiştirmez ama bir nebze olsun hafifletebilir.” dedi.

#

SENDE YORUM YAZ