logo

12 Haziran 2014

DAĞLARINA BAHAR GELMİŞ MEMLEKETİMİN!

Büyük üstad Necip Fazıl Kısakürek’in kaleminden damlayan Sakarya şiiri var ya; işte benim memleketim için yazılmasını nede çok isterdim…

Her dinlediğimde titrediğim, etkilendiğim o ünlü şiir beni her defasında memleketime götürür. Üstad Suşehri’ne geldiğinde alanlarda hayranları sevenleri dolu dolu kendisini dinlermiş. Bir hayranı var ki. Aydınlar Köyünden Hüseyin amca. “İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.” Ben 1976 İstanbul doğumluyum. Babam 1974 yılında terk etmiş bu güzel toprakları. Hep rüyamda, hep hayalim, hep bir özlem, hep keder, zaman nasıl da akıp geçmiş, dile kolay, tam 38 yıl olmuş. İlk Koyulhisar’a gidişimi hatırlıyorum 1993 yıllarında lise öğrencisiyken başlıyor. Yaz dönemlerinde mutlaka uğradığımız ziyarette bulunduğumuz bölgelerin başında Koyulhisar geliyor. Memleketim Koyulhisar’da belirli yerlerimiz var. Eğriçimen Yaylası, Ardıçalan Yaylası, Handüzü, İskenderşeyh, Gölcük, Yellice Ziyaret, Duman Baba, Kalın Pınar, Koyulhisar merkezde Kütük Ev, Caner Kara abimizin ofisi sık sık bulunduğumuz yerler. Ayrıca doğum yerim Koyulhisar yazılmış. Geçtiğimiz hafta doğum günümde Koyulhisar da bulunuyordum doğum günümü Eğriçimen Yaylamızda kutladık.

Artık Doğum yerim Eğriçimen Yaylası.

Bana küçükken ‘Yayla Çocuğu’ derlerdi. Meğerse yaylaları çok seveceğim o günlerden belli olmuş. Eğriçimen yaylasını dağların zirvesinde çam ve gürgen ağaçları süslüyor. Yaban çiçeklerinin yaydığı tılsımlı havayı teneffüs ederken, baharı yeni görmüş buzağıların tepinişini seyrediyoruz. Kuzuların sesi bir birine karışıyor. Kuş sesleri ile kuzu seslerinin insanın ruhunu okşayan doğal bir müzik resitaline dönüştüğünü görmek ömre bedel. Buraları görmeden başka yerlere gitmek istemiyorum.
Koyulhisar modern bir kasaba’dan köhne bir kasabaya dönüşmüş.
Ülkemizin birçok bölgesinde iller, ilçeler, kasabalar, beldeler ilerlerken benim ilçem Koyulhisar’da bazı şeylerin iyi gitmediği açıkça görülüyor. Bu yazıyı okuyan hemşehrilerim pek memnun kalmayacaklar, ancak birilerinin doğruyu dillendirmesi gerekiyor.
Koyulhisar’da eski dostlarımla yaptığım sohbetlerde ilçeyi yöneten sorumluluk taşıyanlarla ilgili eleştiri veya yorumlara gelince genelde üstü kapalı konuşmayı tercih ediyorlar. Ancak biraz geçmişle kıyaslayıp, zorlayınca dilleri çözüyor, yerel yöneticilerin yaptığı yanlışları örneklerle bir bir sıralıyorlar.
Koyulhisar’da Herkesin gündemi siyaset…
Ülkemizde genel anlamda insanlarımızın gündeminde en çok siyaset var. Kültür, sanat, spor, eğlence veya diğer sosyal konular ikinci planda kalıyor. Eskiden beri en çok hoşlandığım konulardan biri esnaflarımızla sohbet olurdu. Esnafımız her konuya hâkimdir. Berberimiz, terzimiz, bakkalımız ve diğerleri; merhaba dediğimiz andan itibaren başlıyorlar sıralamaya.

Et, süt ateş pahası. Türkiye’nin en verimli ovalarından biri olan Kelkit Vadisi ovasında insanlar toprağı olması gerektiği gibi işlemiyor. Bölgede ceviz üreticisi çoğaldı. Bu sene Cevize hastalık vurdu ağaçların hemen hepsi kurudu. Bölge insanının önemli bir bölümü daha çok tarım ürünleri üreterek yaşıyor. Ürün para etmeyince borcunu ödeyemiyor. Esnafımız anlatıyor. Müşterimizi büyük çoğunluğu köylüler. Vadeli satışlarımızda köylünün ürünü para etmeyince çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.
Koyulhisar çok göç verdi.
1998 Haziran ayında Koyulhisar Tuğladağı Mahallesine evimizi yaparak geri döndük. O yıllar İlçemiz daha kalabalıktı. Eski Belediye Başkanımız Niyazi Engin Bey İlçemize ciddi nüfus kazandırmıştı ben ve ailem onlardan biriydi. Üzerimde emeği ve hakkı çoktur. Ülkemizde nüfus artışı yüksek, ancak Koyulhisar’da  nüfus patlamasının asıl sebebi diğer bölgelerden alınan göç ve ekonomik kaynakları bir şekilde yükselen köylülerin artan oranda ilçeye gelerek yerleşmeleri. İlçeye bağlı köylerden Koyulhisar’a gelerek yerleşiyorlar. İstanbul’dan emekli olup gelenlerin sayısı yüksek. Görevine yeni seçilen Belediye Başkanı Osman Epsileli nüfus için elinden geleni yapıyor. Anlattığı projeleri hayata geçire bilirse ilçede nüfus patlaması olur ben başaracağına inanıyorum. Yakın bir zamanda Koyulhisar  nüfus patlaması yapacak. Elbette bu kadar göç, gerekli altyapı yoksa başka sorunları da beraberinde getiriyor.

Koyulhisar’da Sosyal hayat çok gerilemiş.

Eskiden panayırlar olurdu. Meclis toplantıları günlerce süren festivaller Hele hele çadır tiyatroları kurulur zamanın ünlü isimleri gelirmiş.
Bugün ise festival görüntüleri yeterli değil amacına uygun program yapılmıyor… Bir araya gelmekten başka bir artı katmıyor. Dünü hatırladıkça, bugünkü görüntüleri karşılaştırınca sadece üzülüyorum.

Koyulhisar’ın tarihi aslında çok eski 1939 Erzincan depreminde yıkılan tarihi yapılar bir bir yok oldu. Yani geçmişi ile Koyulhisar önemli bir yerleşim yeri. Kültür birikimi var.
Sosyal dayanışma hat safhada, kültürel derinlik, zenginlik mükemmel, dini ve milli bayramlarda coşku zirvede. Kısaca doyasıya yaşamdan zevk alacağınız bir ortam. Şimdilerde, siyasi polarizasyon, aşırı dindarlık adeta hastalık haline gelmiş. İlçe halkı artık küçük gruplar halinde kolonilere bölünmüş gibi yaşıyor. Benim adamım, senin adamın. Benim köylüm, senin köylün. Nereden nereye… İlçemiz hepimizin için büyük bir aile olmalı.

Küçük bir İlçede aynı doğada yaşayan insanların kültürel açıdan bu kadar farklılaşması kadar can sıkıcı daha ne olabilir ki?
Yanlış yatırımlar esnafı geri bırakmış. Güzel memleketim Koyulhisar’ın bir diğer yarası ise esnaflarının durumu. Dünya’da her kalabalık yerleşim birimlerinde esnafı güçlü olmayan bir şehrin görüntüsü de güzel olmaz. Esnafınız, tüccarınız zengin olacak ki, yeni yatırımlara yönelsin, yaşadığı şehre yeni güzellikler katsın.
Bir şehrin en önemli alanlarından bir Pazar mekânlarıdır. Bu mekânlar şehir merkezlerini daha cazip hale getirir, özellikle ekonomik yönden gücü olanları yeni yatırımlar yapmaya teşvik eder. Pazar yerleri genellikle şehir merkezlerindeki geniş alanlarda olur ve buraya köylerden ve daha küçük yerleşim birimlerinden gelen insanlar hem pazarda aradığını bulur, alır ve hem de yerli esnaflardan ihtiyaçlarını karşılarlar. Genelde düzen böyle. Gel gör ki; Koyulhisar’da Pazar tam bir çile.
Koyulhisar esnafının durumu eskisi gibi değil. Yılların esnafları bir bir tükenmiş. Şehir merkezi zamanla cazibesini yitirmiş. İnsanların büyük bir bölümü alışverişleri için il merkezine veya diğer ilçelere gider olmuş.
Bu konuda Yerel yöneticiler çok başarısız kalmış.
Koyulhisar’da kiminle konuşsak laf dönüp dolaşıp yerel yöneticilere geliyor. Birçoğu bir şekilde akraba veya ahbap olduklarından dolayı dikkatli konuşmaya çalışıyor. Ancak ortam müsait olunca hemen dili çözülüyor. Şehirleşme planı ve hem de altyapı çalışmalarında plansızlık ve sokaklar arasındaki ayrımcılık hemen göze çarpıyor. Sokağın biri asfaltlanmış, diğer stabilize. Yani bana oy verenler hizmet görür, diğerine bakarız misali.
Eleştiri yapanların dediklerine bakılırsa yerel yöneticilerin en iyi yaptığı şey daha çok cenazelere, düğünlere ve festivallere katılarak boy göstermek oluyor.

Kelkit Vadisi Türkiye’nin önemli tarım havzalarından biri olabilir. Koyulhisar verimli arazilerin başında geliyor. Yerleşim olarak son derece verimli toprakların özel olarak korunması gerekirken, felaket bir kontrolsüz yapılaşma var. Herkes bahçesine tarım arazisine ev yapıyor. Tarım arazilerinin korunması gerekirken binlerce dönüm tarım arazisi heba edilmiş durumda. Gelecek nesiller verimli tarım arazilerinin rastgele harcandığını görünce bugünün yöneticileri için neler söyleyecek acaba?
Koyulhisar’ı tanıyan herkes en zengin ilçe olarak bilir. Esnafları zengin, insanı zengin, kültürü zengin, gönlü zengin?

Umarım bu yazdıklarımı Koyulhisarlı hemşerilerim okurlar ve biraz üzerinde düşünürler.
Koyulhisar’ı ve Hemşehrilerimi çok seviyorum.

Selam ve Dua ile.

#

SENDE YORUM YAZ